Adres
Çınarlı Mh. 1587 Sk. No:2 D:1401
Ater Tower
Konak/İZMİR
GELECEĞİN LOJİSTİK ÜÇGENİ ’’Dijital, Düşük Maliyetli, Çevreci’’
İklim değişikliği hızlanıp gezegeni kasıp kavururken sayısız otomobil, kamyon, iki tekerlekli araç, uçak, fabrika, çiftlik, veri merkezi ve modern buluşların ürettiği gazların emisyonları ısıyı hapsederek gezegenin sıcaklığını tehlikeli seviyelere getirmeye devam ediyor.
Sonuç olarak Çevresel, Sosyal ve Yönetişim hedefleri başta lojistik firmaları olmak üzere her kuruluşun gündeminde üst sıralara tırmandı. Bu hedefler doğrultusunda, kuruluşlar kendilerini daha sürdürülebilir hale getirmek için çalışmalar yapıyor. Bu sadece emisyonları düşürmeyi değil, aynı zamanda daha çeşitli ve eşitlikçi işyerleri yaratmayı ve sürdürülebilirlik merkezli yönetim politikalarıyla da uyumlu hale getirmeyi gerektiriyor.
Küresel lojistik sektörü zararlı gazların emisyonunda dünya genelinde üretimin %8’ni üretmekte. Bu da sektörün bu girişimlerinin dünya için ne kadar önemli olduğunun en önemli bilimsel verisini oluşturuyor.
Lojistik Şirketlerinde Sürdürülebilirlik
Lojistik sektörü, küresel ticaret temel taşıdır. Sektör dünya çapında 2021’de 9,52 trilyon USD gibi bir devasa rakama ulaştı. Tedarik zincirinin fiziksel tedarik ve dijital tedarik olarak iki yüzü vardır. Kargolar varış noktasına ulaşamadan önce fiziksel tedarik zinciri boyunca taşınır ve depolanır. Dijital tedarik zinciri ise, dijital belgelerin platformlar ve dijital araçlar aracılığı ile depolanması ve taşınması ile ilgilidir. Bu tür bir depolama ve hareket, rezervasyonlar, izinler, yeniden planlama, izleme ve takip gibi unsurları içerir.
Fiziksel tedarik zincirini daha çevreci hale getirmek, için biyo yakıtlar, elektrikli araçlar ya da güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerjilerin kullanılması gereklidir. Elektrikli araçlar fiziki tedarik zincirinde yaygın olarak kullanılmaktan çok uzak olsa da otomasyon makine öğrenimi blok zincir GPS izleme entegre lojistik şimdiden dijital tedarik zincirinde yerini almış olarak gözüküyor.
Örneğin, küresel emisyonun %3’ünü oluşturan küresel denizcilik endüstrisi motor ve rota verimliliği hakkında gerçek zamanlı veriler elde etmek için bu teknolojileri kullanıyor. Bu karbon emisyonlarının azaltılmasına yardımcı olurken sevkiyat hızını da arttırmakta. Endüstri ayrıca sevkiyatların kimyasal seviyelerini ve sıcaklıklarını takip ederek atıkları azaltmak için bu teknolojilerden yararlanıyor. Sevindirici bir diğer unsur lojistik hizmetleri ihtiyaç duyan müşterilerin bilinçlenmesi ile nakliye şirketlerinden daha fazla Co2 emisyonu hakkında faaliyetlerde bulunulması talep ediliyor.
Tedarik zincirinde dijital teknolojileri kullanmanın en büyük yararı bu araçların ciddi miktarda değerli veri üretmesidir. Bu işletmelerin sürdürülebilirlik metriklerine kolay erişim sağlamasına olanak sağlarken raporlama süreçlerine doğrudan pozitif katkı yapar. Lojistik ağları bu bağlamda daha verimli hale geldikçe yalnızca lojistik sektörünün karbon ayak izi düşmekle kalmayacağı, aynı zamanda bu ağlar üzerinden taşınan malların fiyatının da düşeceği uzmanların ortak görüşünü oluşturuyor.
Ülkelerde bu sürece katkıda bulunmak için faaliyetlerini her gün biraz daha arttırmakta. Örneğin Hindistan Hükümeti lojistik sektörünün, Hindistan’ın GSYİH içindeki payını %14’ten tek haneli rakamlara düşürmeyi hedefliyor. Bu bağlamda lojistikte sürdürülebilirlik süreçlerine katkıda bulunacak biyo yakıt kullanımı, elektrikli araçların kullanımı gibi hususta ek teşvik ve vergi avantajları sağlıyor. Ayrıca hükümet bu süreçleri desteklemek amacıyla ICEGATE ve E-logs gibi platformları devreye aldı.
İKLİM, ÇEVRE ve EKONOMİ AÇISINDAN YEŞİL LOJİSTİK
Tedarik zincirlerini daha çevreci bir hale getirmek şüphesiz iklim ve çevreye faydaları bakımından çok kıymetli olsa da buradaki kaygı sadece etik sebeplerden oluşmuyor. Süreçte çok güçlü ekonomik zorunlulukla da var. Örneğin mevcut iş uygulamaları tedarik modelleri ve süreçleri yenilenmezse 2030 yılına kadar 8 milyar ton ekstra doğal kaynağın tüketilmesi tehlikesi mevcut.
Bu ekstra kaynak 2030 yılına kadar gerçekleşmesi durumunda totalde 4,5 trilyon ABD doları zarara sebep olması bekleniyor. Dijital tedarik süreçleri hem operasyonel anlamda katkı sağlarken ciddi anlamda ekonomik tasarruf fırsatlarını içinde barındırıyor. Nakliye şirketleri ve lojistik sektörü daha sürdürülebilir ve karlı olmak için bu teknolojilere ciddi yatırımlar yapmaya başladı.